“Datça yarımadasının Kıranlardan da daha şaşırtıcı bir güzelliği var. Şahin Burnu, Körmendağı, Vurana, Lavoro uçurumlarla yarılmış, yarıklarından ağaçların, bitkilerin çığ gibi aktığı sarp tepelerdir. Kıyıya inince bu dağlar ya yumuşak dalgaların yaladığı ak kumsallara dökülür ya da dibe dalıp tarih öncesi azmanlara benzeyen kayalar biçiminde fışkırır denizden. Toprağın gitgide kızıllaşan rengi, rüzgarın gitgide kızışan esişi tropikal iklime yaklaştığımızı sezdiriyordu bize. Bu sıcak Bodrum'unkinden de başkaydı. Yakıcı sertliğinde güney, okyanuslarının çıldırtıcı durgunluğu vardı.” Mavi Yolculuk, Azra Erhat, Bilgi Yayınevi.
Datça Yarımadası her sezonda daha fazla deniz tutkununu ağırlıyor. Doğudan batıya sıra sıra uzanan pek çok bük üzerinde irili ufaklı sahiller ve turizm tesisleri, her tür tatilciye hitap ediyor; dalış ve sörf meraklılarını da davet ediyor. Datça Yarımadası’nı tekneyle dolaşmanın tadı bambaşka. Palamutbükü’ne çıkıp yerel satıcılardan badem ve zeytin alabilir, Knidos antik kentini dolaşırken binlerce yıl öncesine seyahat edebilirsiniz.